bayram güncesi
Perşembe, Kasım 02, 2006Herkesin geçmiş bayramı kutlu olsun :)
Bu bayram akrabalarımdan ayrı geçirdiğim ilk bayram oldu. Haliyle biraz buruktuk. Eşim askerliğini yapıyor ve nöbet yüzünden bayramın ilk günü bayram gibi geçmedi. Sağolsun çocuklar da olmasa sıradan bir gün gibi gelecekti bize. İlk gün sanırım 15-20 kez çaldı kapımız, gelen çocukların hepsi de çok şirinler. Kimisi 2 yaşındaki kardeşini almış, kimisi arkadaşlarıyla birlikte. En çok da birkaç oğlan çocuğunun kapıyı açar açmaz tabaktaki şekerlerin hepsini avuçlamasına güldüm :)) acayip şekerdiler... 1. gün, kapı açmak ve şeker dağıtmakla geçti. bu benim ilk ev sahipliği yaptığım bayram oldu haliyle :)
İkinci gün kaptık fotoğraf makinemizi, soluğu dışarda aldık. Havalar da o kadar güzeldi ki... Malatya'da "Mişmiş Park" var, çoğu insan bize "mutlaka orayı görün" demişti. Biz de fırsat bu fırsat gidelim dedik. İyi de etmişiz, hoş ve güzel bir park. Aileler için piknik masaları, yeşillik alanlar ve bir de gölet vardı... Aslında küçük bir yer ama çok şirin :) çoluğunu çocuğunu toplayan parka gelmiş piknik yapıyordu... E bizim bu halinden haberimiz olmadığı için sadece dolaşmakla yetindik. Parkı dolaşmamız yaklaşık 10-15 dk.da bitti. Sonra park yetmedi tepelere tırmanmaya başladık eşimle :)) ne işiniz var diye sormayın, güvercinler öyle bi yuva yapmışlar ki tepelere, hayatımda ilk defa gördüm. Biz de bu güzel anı kaçırmak istemedik ve fotoğraflamak için çıktık. Sonra dikkatimizi gölet çekti. Maceracı ruhluyuz ya hadi dedik oraya da gidelim :) Gölette pek fotoğraflık manzara çıkmaz derken, bir tane ördeğin salına salına dolaştığını gördük :)) koskoca gölette tek bir tanecik ördek, kim bilir nerden geldi. Tam onu fotoğraflamaya çalışırken bir tane de martı olduğunu farkettik. Yanına yaklaşırken ürktü, uçtu ve ördeğin yanına kondu. Onun peşinden gitmeye başladı.O kadar komiktiler ki, ördek önden martı arkadan :)) epey dolaştılar gölette. Adını da "Kendini ördek sanan martı" olarak koyduk :)) bayramın ikinci günü böyle geçti. Bu arada "Mişmiş" burada kayısıya verilen ad ;)
Biz hızı alamadık 3. günü de dışarı çıktık :) Zaten havalar iyiyken Malatya'yı güzelce gezmeyi istiyordum, bu bayram tatili de çok iyi oldu. Son gün de Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine gitmeyi kararlaştırmıştık. Malatya'nın yazlık yeriymiş, çok övmüşlerdi bize. Yine kaptık makinemizi, atladık arabaya, düştük yola :)
Gerçekten övdükleri kadar varmış. Yemyeşil bir yer... Evler eski, tarihi evler. Sokaklar bile daracık sokaklar, tam fotoğraflık :) gezilecek ve çekilecek o kadar çok şey var ki. Biz yine çok hoşumuza giden bir sokakta böyle dolaşırken elimizde makineyle, bir evin kapısı açıldı (şunu anlatmadan da geçemeyeceğim, o sokağın önünden sanırım 3-5 kez geçmiştim, hep de o evin kapısının önünde insanlar vardı ve çekinmiştim biraz. Ben fotoğraf çekerken insanlar huzursuz olurlarsa diye. Sonra eşim geldi yanıma, "Sanırım ben sokak fotoğrafçısı olamayacağım, baksana şu kadarcık şeye bile çekiniyorum, stüdyo fotoğrafçısı filan mı olsam acaba?" dedim, dedikten sonra da o sokağa girdik ve o evin kapısı açıldı :))). Ev sahibi hanım bizi içeri buyur etti , yine çekinerek içeri girdik, ev sahibi çok hoş bir insan, çok misafirperverdi, ikramlarda bulundular çekinmeden, ilk defa orada tattık Malatya'nın yöresel yemeklerini :)
Bize anlattığına göre onların evinde yapılan bir fotoğraf çekimi dereceye girmiş bir yarışmada. Yani kameraya alışık insanlar ;) çok sevindik tabi. Mekan da tam çekimlik bir yerdi. Bayıldım doğrusu. Evin en küçük çocuğu bizim modelimiz oldu :) çok da güzel poz verdi maşallah. hoş sohbet, güzel muhabbetten sonra ayrıldık oradan ve evimizin yolunu tuttuk güzel hatıralarla... Bu arada eve gelince hatırladım ki, oradaki kimsenin ismini sormak aklımıza bile gelmedi, sadece küçük modelimizin adını biliyorduk "Ali" :)
2/11/06 17:33
Çoluk çocuk yokken gezin böyle ne güzel:) biz biryere gitmek için 1 ay önceden hazırlanıyoruz..gezip tozuyoruz ama azıcık zor oluyor:) güzel bir bayram geçirmene sevindim:) sevgilerle:)